31 Temmuz 2012

Başakşehir'de Ramazan


Ben Adanalıyım sadece Adana'da değil bir çok şehirde Ramazan geçirdim.Ama anlatıldığı gibi İstanbul'da Ramazan farklıymış.Harika camilerinden mi, buram buram tarih kokmasından mı, yoksa bin bir çeşit insanın aynı anda o manevi duyguyu yaşayabilmesi mi bilmiyorum ama gerçekten farklı. Ben Başakşehir'de oturuyorum gayet nezih bir yer çok şükür. İstanbul'da yaşayıp aslında İstanbul'da yaşamıyormuş hissi veriyor. Evet burasıda çok kalabalık ama o kalabalıklığa rağmen ne gürültü, ne kalabalıklığın getirdiği çevre kirliliği(her konuda) yok çok şükür. Neyse bende epey övdüm Başakşehiri:) Ama Başakşehir Ramazan'da da gösterdi farkını ve Sular Vadisi denilen ortasında yapay küçük bir nehir geçen, etrafın yeşilliklerle kaplı, yürüyüş yollarının olduğu,ufak kafelerin hizmet verdiği bir yer.


İşte orayı Ramazan için çok güzel şekilde dizayn etmişler. İnsanlar yaz olmasının ve okulların tatil olmasının avantajıyla sahura kadar orada vakit geçiriyorlar. Eski Ramazanlarda bir çok şehirde geçici olarak kurulan feshaneler gibi küçük küçük stantlar kurulmuş satışlar yapılıyor, küçük bir lunapark kurulmuş, özellikle kanal 7 nin yayınladığı Ramazan özel programları için büyük bir sahne kurulmuş.Her gün değerli konukları burada ağırlıyorlar.


Sahnenin karşısına sandalyeler koymuşlar izlemek isteyen insanlar rahat rahat programları izleyebiliyorlar. O kadar kalabalıktı ki anlatamam. Ama Ramazanında tadı da orada ve ben kalabalıkta mutlu olanlardanım:)


Kalabalık demiştim:)Sandalye bulamayanlarda kendilerini çimenlere atmışlardı:)Bu fotoğraftaki sadece bir kısmı bunu söylememe gerek yok sanırım:)


Bu da sevgili atlı karınca:)Hala severek bakıyorum atlı karıncaya. Ben küçükken lunaparka gitmek hem çok önemliydi çünkü az gidilirdi hemde çok zevkliydi çünkü çocuktuk:)Ah atlı karınca ahhhh...






28 Temmuz 2012

Şirin Keçelerim....

Bu aralar keçeye takmış durumdayım.İnternet başında sayfa sayfa dolanıyorum farklı bir şey bulabilir miyim diye.Daha önce yaptığım kalpleri yayınlamıştım sonra kapı süsü yaptım şimdide broş ve dolap süslerine başladım.Farklı bir dünya keçe.Yapamayacağın şey yok keçeyle içine girdin mi çıkamıyorsun.Yaz için güzel bir uğraş tavsiye ederim:)




Arkalarına mıknatıs yapıştırdım dolap süsü yaptım.Son hallerini fotoğraflamamışım ama tülle kaplayıp kurdele ile süsledim ve anneme hediye götürdüm:)




İlk magnetlerim görücüye çıktı ve Adanadakiler tarafından beğenildi.Umarım sizde beğenirsiniz:)








23 Temmuz 2012

Kremalı Mantarlı Tavuk...


Ramazanda oruç tutmaya gitgide alışırsın derler hep ama ben gitgide sünüyorum resmen ya:)Bugün kalkamadım yerimden. Ağzımdan bir kaç lokma girdide gözüm açıldı. normalde akşama kadar bir şey yemeyen biriyim ama içtiğim su bile beni ayakta tutuyormuş sanırım. Çok yakındım ama gün boyu çıtım çıkmadı:)Allah hepimizin oruçlarını kabul etsin inşallah.Kremalı tatlar sevenler buyursun:)

Malzemeler:
  • 2 Adet tavuk göğsü 
  • 1 Adet orta boy soğan
  • 1 Paket mantar(300-400 gr)
  • 2-3 Diş sarımsak
  • 1 Paket krema(200 gr)
  • Kaşar peyniri
  • Sıvı yağ
  • Tuz,karabiber

Yapılışı:

  • Önce soğanları küçük küçük yemeklik doğrayın. Sarımsakları da küçük küçük doğrayın.
  • Sıvı yağ koyduğunuz tencereye koyun ve sotelemeye başlayın.
  • Yemeklik doğradığınız tavukları sotelediğiniz soğanlara ekleyin.Tavuklar beyazlaşıp kendilerinin toparlayana kadar sotelemeye devam edin.
  • Mantarları yıkayın.Ben mantarların üst kısımlarını kullandım.Çok küçük olmayacak şekilde doğrayıp tavuklara ekleyin ve ocağın altını kısın.
  • Suyunu bırakıp çekene kadar pişirin.
  • Tuzunu ve karabiberini ekleyin.Tavuklar tam olarak piştiğinde kremayı ekleyin ve 2-3 dakika daha pişirin altını kapatın.
  • Servis tabağına koyduktan sonra üzerine kaşar koyun ve servis yapın.


21 Temmuz 2012

Karnıyarık...


Bir Adanalı olarak patlıcanı çok severim.Patlıcanla yapılan bütün yemekleri,salataları,mezeleri severek yerim. Anlayacağınız bana patlıcan olsun yeter:)Çok şanslıyım ki eşimde çok seviyor patlıcanı.Adanalı olarak diye başladım çünkü Adana da patlıcan çok tüketilir.Patlıcanla yapılan bütün yemekler bilinir, yapılır, yenir.Hiçbir şey bulamazsak patlıcanı közler sabah kahvaltılarında salata yapar yeriz:) Ama bizim oralarda patlıcanlar  küçüktür. Bizim oralar diyorum çünkü 1 yıldır İstanbuldayım eş dolayısıyla:) Hatta dolmalık patlıcan ne kadar küçükse o kadar iyidir.Yani pek tüketilmez kemer patlıcan.Biz burada sadece kemer patlıcan bulabildiğimiz için (en azında ben sadece kemer patlıcan bulabiliyorum) dolma hariç bütün patlıcan yemeklerini kemer patlıcanla yapıyoruz.Dolma içinde kuru patlıcan kullanıyorum neyse ki şanslıyım o yönden çünkü eşim Kahramanmaraşlı ve biliyorsunuz o taraflar kuru sebzeleri ile ünlüdür:)Neyse yaz geldi patlıcanın tam zamanı tabi bide yaz domatesleri çıktı bütün yemeklerimiz daha bir lezzetli oldu.Ben bu konuda da şanslıydım aslında Anneciğim yazın yerli domateslerle yaptığı konservelerini benimle paylaştı ve kış boyunca bütün yemeklerimi yaz domatesleriyle pişirdim:)Patlıcanın tam zamanı dedik o zaman karnıyarık yapmadan olmaz dimi:)Bende öyle düşündüm ve ilk iftarımızı karnıyarıkla açtık.Herkese hayırlı iftarlar...

Malzemeler:
  • 4 tane patlıcan(kemer patlıcan için)
  • 200 gr kıyma
  • 2 adet küçük kuru soğan
  • 2 adet sivri biber
  • 2 adet domates
  • 3 diş sarımsak
  • Biber salçası
  • Tuz,karabiber,pul biber 
  • Sıvı yağ


Yapılışı:
  • Patlıcanların başlarını kesin ve alacalı bir şekilde soyun.Tuzlu soğuk suda yarım saat kadar bekletin.
  • Acısı giden patlıcanları kurulayıp kızgın yağda kızartın.Havlu kağıdın üzerine alıp fazla yağını süzülmesi için bekletin.
  • Sıvı yağ koyduğunuz tencereye kıymayı koyun ve 2-3 dakika kavurun.Yemeklik doğradığınız kuru soğanı, sarımsakları ve biberi de kıymaya ekleyin. Bir kaşık biber salçasını da ekleyip kavurmaya devam edin.Kaşığı çok doldurmayın salçayla. 
  • Küçük küçük doğradığınız domatesleri de ekleyin. Tuzunu,karabiberini ve pul biberini de ekleyin.Domatesler pişinde karışımın altını kapatın.
  • Kızaran patlıcanların ortasını açıp harçla doldurun ve fırın tepsisine dizin. Patlıcanların üzerilerine bir dilim domates ve bir dilim biber koyun.
  • Bir küçük kaseye sıcak su koyun ve bir miktar salçayı bu sıcak suda ezin ve patlıcanların bulunduğu tepsiye dökün.Bu patlıcanların fırında pişme süresindeki suyu olacak.
  • Fırında 10 dakika pişirilmesi yeterli olacaktır. Üzerindeki biber ve domatesler piştimi çıkartın fırında.
  • Maydanozla süsleyebilirsiniz.


20 Temmuz 2012

Peynirli Katmer Poğaça...


İlk iftarımızı bugün yaptık çok şükür.Benim için çok zor geçmedi. Tabi evde olmam ve işimin olmaması bunda büyük etkiliydi:)Dışarıda çalışıp 16 saat aç,susuz kalanlar için hiçte kolay değildi tabi.Allah yardımcınız olsun bütün gün sizler için dua ettim.Allah sabrını verir arkadaşlar inşallah.
Dünkü sahurdan sonra nasıl sahur yapacağız bilmiyorum.Eşimde bende çok zorlandık sahur yaparken.Ben sahura kadar uyumadım yatıp kalkmak bana zor geliyor da.Neyse sofrayı hazırladım eşimi kaldırdım ağır bir şeyler yemeyelim diyede kahvaltı yapalım demiştik.Ama ona rağmen bir şeyler yeyip yatmak bizi çok rahatsız etti. Ben uzun bir süre uykum olmasına rağmen uyuyamadım.Şimdide nasıl yapsak diye konuşuyoruz eşimle.Bide acıkmadan sahur zamanı geliyor yaaa:(Neyse çok yakındım sanırım.Sahur için harika bir poğaça tarifi paylaşmak istiyorum.Yumuşacık pamuk gibi bir poğaça oldu.Tam sahur için:)) 

Malzemeler:
  • 1 bardak süt
  • 1 yumurta(Akı içine koyulacak sarısı üstüne sürülecek)
  • 1 yemek kaşığı kuru maya veya 20 gr yaş maya
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • Aldığı kadar un(yaklaşık 3-4 su bardağı)
  • Susam veya çörekotu
  • İçine koymak için peynir(ben pul biberde ekledim peynire)
  • Arası için 75 gr tereyağ veya margarin
Yapılışı:
  • 1 bardak sütü elinizi çok yakmayacak şekilde ısıtın.1 yemek kaşığı kuru mayayı ve 1 yemek kaşığı şekeri ısıtılan sütle karıştırın ve 10 dakika bekletin.Maya köpürmeye başlayacak.
  • Bekleme süresi dolduktan sonra sütlü karışımı yoğurma kabına koyun.Yumurta akı,sıvı yağı ekleyip karıştırın.
  • Tuzu unla karıştırıp eledikten sonra yavaş yavaş karışıma ekleyin.
  • Ele yapışmayan yumuşak bir hamur elde edin.
  • Mayalanmaya bırakmadan 8 eşit bezeye ayırın hamuru.Bezelerin hepsini tabak büyüklüğünde açın.Aralarına oda sıcaklığında tereyağ veya margarinden sürün ve üst üste koyun.En üste yağ sürmeyin.
  • Araları yağlı 8 katlı hamuru tekrar unladığınız tezgahta 50-60 cm çapında çok bastırmadan açın.Sigara böreği gibi keserek eşit parçalara ayırın.Ben 12 parçaya ayırdım isterseniz 16 parçaya da ayırabilirsiniz.
  • Üçgenlerin geniş kenarına harcı koyun ve yanlarını içine alarak sigara böreği gibi sarın ve yağlı kağıt sarılı tepsiye dizin.
  • Yaklaşık 30 dakika mayalanmaya bırakın.
  • Üzerine ayırdığınız yumurta sarısını sürün ve susam serpin.
  • Önceden 180 derecede ısıtılan fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.


19 Temmuz 2012

Ramazan Geldi Hoşgeldi...



Yaklaşık 3 saat sonra ilk sahurumuzu yapacağız...Biliyorum bu sıcaklar da Ramazan çok zor geçecek ama benim içim kıpır kıpır:)Nedendir bilmem her Ramazanda böyle olurum mutlu eder beni Ramazan.Şimdiden herkese iyi Ramazanlar.Çalışanlara Allah kolaylık versin ki kesin verecektir Allah kolaylığını.Tabi Ramazan olduğu için daha özenli sofralar bizi bekliyor.Her güne ayrı bir menü lazım hepimize.Ramazan boyunca sahura kadar yatmayacağım için daha sık yazı yazma fırsatım olacak.Kocacığım bilgisayarı bütün gece benim:))Her gün yeni bir tarif yazmaya gayret edeceğim inşallah.Herkese hayırlı Ramazanlar...

18 Temmuz 2012

Yaz Geldi....


Yaz kavurucu sıcağıyla geldi.Aslında 15 gündür annemlerin yanındaydım doğal olarak da yaylada serin serin oturuyordum. İlk gün İstanbul'a gelince sıcaktan uyuyamadım. Aslında 1 haftalığına gittiğim tatil 2 haftaya uzadı bazı sorunlardan dolayı.Yani anlayacağınız son 1 haftası tatil değildi sıkıntılı bir koşturmacaydı. O yüzden sadece ilk haftadan bahsedeceğim ve güzel bir bahçenin fotoğraflarını paylaşacağım.Bol bol fotoğraf çektim, çektiğim fotoğraflardaki organik meyvelerden de bol bol yedim:)Bu yazıyı da fotoğrafları da daha önceden paylaşmak isterdim ama blogumu  açamadan önce eşime şirinlikle aldırdığım ipad ile yapmam çok zor olduğu için İstanbul'a dönmeyi beklemem gerekti.Anneciğimin ve babacığımın herşeyi kendi elleriyle tek tek yaptıkları bahçenin tadını çıkardık.Son 4 gün kala eşimde bize katıldı.Bol bol dinlendim anlayacağınız:)

Annemler bahçedeki her ağaca isim verdiler ekerken.Yukarıdaki bu kiraz ağacıda benim ismimi koydular.Epey büyümüşüm değil mi:)



Buda organik domateslerin,biberlerin,salatalıkların yetiştirildiği küçük bostanımız:) Orada hava serin olduğu için biraz geç yetişiyor.




Bunlarda dalından koparıp yıkamadan yediğimiz kirazlar:)



Resimlerde de görüldüğü gibi bol bol yedik:)Bu ağaçları yetiştirip bu güne getiren ve huzurla, gülerek meyvelerini yiyen anneciğimin ve babacığımın ellerinden öpüyorum.İyiki varsınız canlarım:)